TECAVÜZ İNSANLIK SUÇUDUR, SESSİZ KALMAYACAĞIZ!

KESK’li Kadınların basın açıklaması
Bilindiği üzere tamamı Bingöl’ün Solhan ilçesine bağlı Hazarşah köyündeki karakolda görevli 8 asker hakkında 16 yaşında bir çocuğa cinsel istismar uyguladıkları gerekçesi ile soruşturma açılmış, ancak yürütülen soruşturma kapsamında üst mahkeme tutuklu yargılanan 4 sanığı serbest bırakarak erkek yargının aşina olduğumuz kararlarından birini daha hayata geçirmiştir.
Hepimizin hafızasında hala canlılığını koruyan ve tüm toplumun vicdanını derinden yaralayan N.Ç. davasında 13 yaşındaki bir çocuğun “tecavüze rızası olduğunu” söyleyen de yine anı erkek yargı değil miydi? Mahkemeler farklı olsa da zihniyetin aynı olduğu bu davada bir kez daha açığa çıkmıştır.
Cinsel istismara uğrayan E.A. uğradığı vahşetin 2011- 2013 yılları arasında gerçekleştiğini ifade etmiştir. Buradan hareketle altını çizmek isteriz ki başta Kürt kadınları olmak üzere ülkede yaşayan tüm kadınlar olarak en ağır bedellerini ödediğimiz savaşın kirli yüzüdür karşı karşıya olduğumuz. Unutmayalım ki, özellikle savaşın tırmandığı 90 lı yıllarda yoğunluklu olmak üzere yüzlerce belki de binlerce kadına gözaltında ya da kaçırılarak tecavüz edilmiş, kadınların bedeni savaş alanlarından biri haline getirilmiştir.
Yaklaşık 30 yıldır, savaşın en ağır bedellerini ödeyenler olarak biz kadınlar, savaş ve militarizmin toplumsal yapıda zaten yerleşik olan egemen erkekliği daha da palazlandırdığını, eril şiddetin çatışma alanlarıyla sınırlı kalmayarak ülkede yaşayan tüm kadınları hedef aldığını hep söyledik.  Tamda bu nedenle savaşın karşısında olduk barış için mücadele ettik.
Bu gün Kürt sorununda şiddeti devre dışı bırakarak diyalog ve müzakere yoluyla çözüm olasılığının aralandığı, silahlı güçlerin sınır dışına çekildiği ve bir süredir savaşa bağlı ölümlerin yaşanmadığı önemli bir süreçten geçiyoruz. Barışın sağlanması, kalıcılaşması ve toplumsallaşmasının en önemli ayaklarından birisi savaş koşullarında yaşadığımız eril şiddetin son bulması, militarizmden beslenen erkek egemenliğine karşı etkili bir mücadelenin yürütülmesidir. Yine barışın olabilmesi için gerçeklerle yüzleşmek gerekir E.A. davasında yargının istismara uğrayan çocuğu değil sanıkları koruması anlamına gelen kararı yıllardır karşı karşıya olduğumuz saldırıların devamı niteliğindedir.
Hiç kuşkusuz benzerlerini geçmiş iktidarlar döneminde de defalarca yaşadığımız bu davanın AKP iktidarının 10 yıldır alabildiğine güçlendirerek hayata geçirdiği erkek egemen politika ve uygulamalarının yargıdaki yansıması olduğu da ortadadır. Hemen her gün bizzat başbakan ya da hükümet yetkililerinin ağzından erkek egemen, muhafazakâr, kadın düşmanı türlü demeçler duyuyoruz. Aile dışında kadının varlığına tahammül edemeyen, doğurup doğurmayacağı ya da kaç çocuk doğuracağı kararını bile kendi yetkisinde gören bu zihniyet, kendisine biat etmeyenleri de iktidarın gücünü kullanarak farklı yöntemle bastırıp sindireceğini zannetmektedir. Tıpkı Taksim Gezi parkında doğasına, yaşam alanlarına sahip çıkanların başlattıkları demokratik mücadelenin polis şiddetiyle bastırılmaya çalışılması gibi. Ancak, ülkenin dört bir tarafından, gençlerin, kadınların, işçi ve emekçilerin, işsizlerin, farklı dinlerden dillerden kimliklerden milyonlarca insanın 20 gündür sergilediği direnişle ortaya koyduğu apaçık bir gerçek var ki oda halkın eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi taleplerinin polis şiddetiyle, gazla copla mermiyle ya da cadı avlarıyla bastırılamayacağıdır.
Biz KESK’li kadınlar yıllardır emek, demokrasi ve barış mücadelesini cinsiyet özgürlüğü mücadelesiyle içi içe yürütüyoruz. Kadınların özgür olmadığı bir dünyada emeğin özgürlüğünün gerçek bir demokrasi ve barışın mümkün olamayacağını biliyoruz.
Bu güne kadar KESK’li kadınlar olarak kadına yönelik her türlü şiddete, çocuklara yönelik cinsel istismara karşı mücadele ettik, bundan sonrada mücadeleye devam edeceğiz.
Bu kapsamda Bingöl’de cinsel istismara uğrayan 16 yaşındaki E.A.’ nın yanındayız. Mahkemenin şüpheli askerleri serbest bırakma kararını derhal geri çekmesini, süratle delillerin toplanmasını, mağdurun ve yakınlarının korumaya alınmasını, bölgeye karakollar yerine çocukların güvenle oynayabileceği alanlar yapılmasını talep ediyoruz.
Çocukların istismarına sessiz kalmayacağımızı bir kez daha vurguluyor, herkesi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.
k

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.