SİVAS’I UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ

TÜM BEL-SEN Genel Merkezinin 
02.07.2013 tarihli basın açıklaması metnidir:
Bundan tam 20 yıl önce ülkemiz Sivas’ta, aydınlık yüzlü 33 insanımızın diri yakıldığı bir vahşet yaşadı. Tarihe Sivas katliamı olarak geçen bu vahşetin üzerinden bunca yıl geçmiş olmasına rağmen söz konusu katliamında birinci derecede rol üstlenen katiller hala yakalanmadı, katliam bütün boyutları ile ortaya çıkarılmadı, devlet kurumlarının katliamdaki sorumluluğu, hukuki olarak tanımlanmadı.
Ama bizler onları unutmadık, bu katliamda hayatını kaybedenlerin her daim yolumuzu aydınlattığı inancıyla onları her daim saygıyla ve minnetle andık ve daha da önemlisi onların katillerine gereken cezanın verilmesinin her zaman takipçisi olduk ve olmaya da devam edeceğiz.
33 insanımızı aramızdan alan Sivas katliamı, 100 bini aşkın Alevi’yi katleden Yavuzların, Alevileri kuyulara doldurup katleden Kuyucu Murat Paşaların, Pir Sultan Abdal’ı asan Hızır Paşaların, Koçgiri’de Alevileri katletmek için görevlendirilen Topal Osman’ların, Dersimde binlerce insanımızı mağaralara doldurup yakanların, 85 yaşındaki Seyit Rıza’yı asanların, Maraş, Çorum, Malatya ve Gazi’de insanlarımızı katledenlerin faili olduğu bir katliamdır.
Yani bu katliam, “tek dil, tek din, tek millet” diyen, farklı dillere, inançlara ve farklı kültürlere tahammül göstermeyen devlet anlayışının katliamıdır.
Bu gün bu yapıya dayanan siyasi zihniyet ve katliamlar devam etmektedir. Ülkemizin en büyük zenginliği olan farklılıkların barış içinde kardeşçe birlikte yaşaması yerine resmi kimliğin dışında kalanlar yok sayılmakta, baskı ve şiddet ortamında tekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu politikalara teslim olmayanlar ise ya Roboski’deki gibi savaş uçaklarıyla bombalanmakta, ya Gezi direnişlerinde olduğu gibi polisin orantısız şiddetine maruz kalmakta ya da en son örneği Lice’de yaşandığı gibi kurşunlara hedef olmaktadır.
Başta Sivas Katliamı olmak üzere, Türkiye tarihindeki tüm provokasyonlar, tertipler, cinayetlerin hesabının sorulması söz konusu bu tekçi egemenlik anlayışının kaldırılmasıyla mümkündür.
Bunun için ilk olarak ülkemizi kan ve gözyaşı deryasına çeviren bütün karanlık ilişkiler açığa çıkarılmalı, 12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan mevcut Anayasa bir bütün olarak değiştirilerek, bu toprakların etnik, kültürel ve inançsal bütün farlılıklarını zenginlik olarak kabul eden yeni Anayasa hazırlanmalıdır.
TÜM BEL SEN GENEL MERKEZİ

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.