KARTAL’DAKİ YIKIMIN VE YİTİRİLEN CANLARIN SORUMLUSU RANTÇI BELEDİYECİLİK VE ŞEHİRCİLİK ANLAYIŞIDIR

İstanbul’un Kartal ilçesinde bulunan 8 katlı 14 daireli bir bina 06.02.2019 günü kendiliğinden çöktü, son açıklamalara göre 21 kişi yaşamını yitirdi, 14 yaralının tedavileri hastanede devam ediyor.

Yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine ve halklarımıza başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Kartal’da yıkılan binanın 1992 yılında 5 kat için ruhsat alındığı yani 3 katının kaçak olduğu ve binanın kaçak bölümleri için 2018 yılının haziran ayında, kamuoyunda “imar barışı” olarak isimlendirilen imar affı kapsamında yapı kayıt başvurusu yapıldığı ortaya çıktı.

İmar affı kapsamında kaçak katlarıyla barış yapılan Kartal’da 21 insanımıza mezar olan bina, Türkiye’deki kentleşmenin ve ruhsat dağıtımının gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi.

Deprem veya benzeri herhangi bir doğal afet dahi olmadan Kartal’daki gibi binaların yıkılıp can ve mal kaybına sebep olması ne ilk ne de son olacak gibi maalesef. Konya Zümrüt Apartmanı, Diyarbakır Hicret Apartmanı, Zeytinburnu Beştelsiz Mahallesi’ndeki bina da aynı nedenle çökmüş ve onlarca insan hayatını kaybetmişti. Ülkemizin yapı stokunun durumu o kadar kötü ki binalar yıkılmak için depremi beklemiyor artık, kendiliğinden, durup dururken yıkılıyor.

Yıkımlara davetiye çıkaran bu yapılaşma sonucu hali hazırda sadece İstanbul’da binaların yarısından fazlası ya ruhsatsız ve kaçaktır ya da hiçbir mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir. Bu durum ülkedeki tüm yapı stoku için geçerli, Türkiye’deki toplam yapı stokunun yüzde 60’ı kaçaktır.

Can ve mal güvenliği tehlikesi yaratan bu binaların bir an önce güvenli hale getirilmesi gerekirken AKP iktidarları tarafından sıklıkla çıkartılan imar afları, bu kaçak yapılaşmaları cesaretlendirmekte, hatta ödüllendirmektedir. İmar afları, imar barışı gibi kararlarla teknik, bilimsel hiçbir inceleme yapmadan sadece para karşılığında bu binalar yasal ve kalıcı hale getiriliyor.

TOKİ, müteahhitler ve çokça reklamı yapılan inşaat şirketlerinin temel amacı kâr olduğu için, insan sağlığı ve doğa ikinci planda kalıyor. İnşaatın yapıldığı bölgenin jeolojik yapısına önem verilmediği gibi daha çok kâr elde etmek için ucuz/kötü malzeme kullanılıyor, gerekli mühendislik önlemleri alınmıyor. Binaların çökmesinden çok önce, henüz yapım aşamasında yaşanan iş cinayetlerinde görüldüğü gibi kar için yapılaşma can alıyor, katliamlara davetiye çıkartıyor.

Her hangi bir depremi dahi beklemeden yarın yıkılabilecek binalarda can ve mal güvenliği olmadan yaşamaya mecbur edilmek; halkın çıkarlarına göre değil müteahhitlerin, şirketlerin çıkarlarını esas alan rantçı belediyecilik ve şehircilik anlayışının halka sunduğu yaşam işte budur.

Sonuç olarak son örneği Kartal’da 21 insanımızın canına mal olan facianın sorumlusu, yıllardır ülkeyi yöneten, imar aflarıyla kaçak ve güvensiz yapıları teşvik eden AKP’nin rant ve tüccar belediyeciliğidir. Şirket ve kar mantığıdır.

AKP yetkililerinin ekranlara çıkıp sanki bu sonuçtan kendileri sorumlu değilmiş gibi beyanlar vermeleri halkı kandırmanın dışında yeni katliamlara davetiye çıkarmak dışında hiçbir karşılığı yoktur. Kartal’da yaşanan insanlık dramının hesabı sorulması için başta o binanın müteahhidi ile kaçak katlara göz yuman yetkililer yargı önüne çıkarılmalıdır.

Bununla birlikte doğal olmayan bu katliamlara yenilerinin eklenmemesi için siyasi iktidar yıllardır sürdürdüğü rantçı belediyecilik anlayışının hesabını vermeli; inşaat şirketlerini müteahhitleri korumak, kısa dönemli gelir elde etmek ve popülist siyaset uğruna başlattığı imar affı uygulamasına son kentler insanların güvenli ve ücretsiz barınma ihtiyacını karşılayacak bir biçimde bilimsel kriterler ve halk yararı öncelikli bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Mühendislik örgütlerinin çökmeler konusundaki uyarıları dikkate alınmalı ve güvensiz binalar güçlendirilmeli ya da gerekenler yıkılmalı ve bu tüm bu süreçlerde buralarda yaşayan yurttaşlar mağdur edilmeyerek onların ücretsiz ve insanca yaşam hakkı korunmalıdır.

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.