ZORUNLU BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ (BES) NEDİR

Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi 1 Nisan’da kamuda başladı. Kamuda çalışan 45 yaş altında ki işçi ve memur ve sözleşmelilerin tümünü kapsayan zorunlu BES, yerel yönetim emekçileri için 1 Ocak 2018 itibari ile başlatıldı.

Özel sigorta şirketleri ve hükümet Bireysel Emeklilik Sistemini (BES), sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcı bir unsuru olarak göstermek istiyor. Oysa BES sosyal güvenlik sistemine özel sigorta tekniğinin dahil edildiği bir sistemdir.

Kamu emekçilerinin tasarrufunu kendine dert eden iktidarlar daha öncede tasarruf teşfik fonu, konut edindirme fonu gibi uygulamalarla emekçilerin cebinden para aldılar. Ekonomiyi rahatlatma aracı olarak kullanıldıkları anlaşılan bu uygulamalar işletilemediği gibi biriken paralar başka işler için kullanılıp geri ödenmeleri zorluklarla değer kaybettirilerek yapıldı. Bugün de ekonomiye bakıldığında yapılmak istenenin krizden kurtulmak için emekçilerin birikimlerine göz dikmek olduğu görülür.

BES NASIL UYGULANACAK?

  • 45 Yaş altı kamuda çalışan işçiler, memurlar, sözleşmeliler 1 Ocak 2018’den itibaren zorunlu olarak ve brüt ücretlerinden yüzde üç, katkı payı ödeyerek BES’e katılacaklardır.
  • 05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. maddesine göre işveren düzenlediği bir emeklilik sözleşmesiyle çalışanı emeklilik planına dahil ediyor. Yine işveren, Hazine Müsteşarlığının uygun gördüğü şirketlerden birine çalışanını otomatik katılım ile emeklilik planına dahil etmiş oluyor.
  • Bakanlar Kurulu, aynı madde uyarınca emeklilik planına dahil edilecek işyerleri ile çalışanları ve bu kapsamdaki uygulama esaslarını belirleme yetkisine sahiptir. Çalışan katkı payı, Yasanın 80. maddesi çerçevesinde belirlenen prime esas kazancının yüzde üçüne karşılık gelen tutardır.
  • Bakanlar Kurulu bu oranı iki katına kadar artırmaya, yüzde bire kadar azaltmaya veya katkı payına maktu limit getirmeye yetkilidir.
  • Unutmayın ki Zorunlu BES’te işveren katkı payı yoktur.
  • BES; SGK tarafından sağlanan emeklilik hakkı ile sağlık ve diğer sosyal güvenlik hizmetlerinin hiçbirini vermemektedir.
  • İşveren istediği sigorta şirketiyle anlaşma yapabilecektir. Dolayısıyla çalışanların sigorta şirketini seçme hakları yoktur. Ayrıca bir yıl dolmadan söz konusu şirketten ayrılmama zorunluluğu da vardır.
  • Zorunlu BES ile çalışanlara çifte emeklilik sağlanacağı iddiası gerçek dışıdır. Çünkü bu gün kamusal sosyal güvenlik sisteminde; yaşlılık, malullük ve ölüm aylığı için prime esas kazancın % 20’si oranında kesinti yapılmaktadır. Bu % 20 prim kesintisiyle emeklilere ödenen maaş ve yardımlar çok yetersiz kalırken, % 3 primle BES’ten hayır beklemek gerçekçi değildir.
  • İki asgari ücret düzeyinde ücret alan bir çalışan; sisteme en az aylık 100 TL ödeyerek katıldığında 56 yaş ve 10 yıl koşulunu tamamlayarak ayrıldığında aylık 140-160 TL aralığında bir geri ödeme alabilecektir.
  • Çalışanlara sadece tanınan bir hak vardır. O da emeklilik planına ilk dahil olduğunun kendisine bildirildiği tarihi takip eden iki ay içinde sözleşmeden cayabilme hakkıdır. Bu iki aylık süre hak düşürücü bir özellik taşımaktadır.
  • BES’te şirketler ne getiri/gelir garantisi vermekte, ne de devlet garantisi söz konusudur. Hatırlatalım; Türkiye’deki BES fonları 2011-2014 arasında reel getiri açısından zarar etmişlerdir.
  • Zorunlu BES uygulaması Anayasa’nın sosyal devlet ilkesi ile sosyal güvenlik, sözleşme hürriyeti ve mülkiyet hakkına ilişkin hükümlerinin ihlali anlamına gelmektedir.
  • Zorunlu ifadesinin olumsuzluğunu gidermek için de “Otomatik Katılım” denilerek 45 yaş altı çalışan herkes zorla tasarrufa katılması sağlanmaktadır. Beklenen on yıl içinde çalışanların cebinden 100 milyar TL’lik bir kaynak yaratmaktır.
  • Zorunlu BES sadece işçileri değil, 45 yaş altında olan tüm işçi ve memurları kapsamaktadır. Üstelik daha önce bireysel emeklilik yaptıranlar da sisteme otomatik olarak dahil edileceklerdir. Belirlenen süre içinde çıkmazlarsa iki farklı BES hesapları olma durumuyla karşı karşıya kalacaklardır.
  • En önemli nokta ise ikinci bir emekli maaşı olmayacağı gerçeğidir. Şöyle ki, Türkiye’de bir emekçi çalışma yaşamı boyunca 6-7 farklı işte çalışmaktadır. Ayrıca belirli bir süre de işsiz kalmakta ve her seferinde düşük ücretle çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Türkiye ekonomisindeki istikrarsızlıklar, yüksek enflasyon ve TL’nin sürekli değer kaybettiği dikkate alındığında, yüzde 25 devlet katkısının da bir anlam ifade etmediği görülecektir.
  • Asıl hedef önce kamusal emeklilik sistemine paralel bir bireysel emeklilik sistemi oluşturmak ve sonrada kamusal emeklilik sistemini tasfiye ederek, uluslararası sigorta şirketlerinin denetiminde olan özel sisteme devretmektir.
  • Bu arda İşsizlik Sigortasında biriken kaynağın nasıl kullanıldığı, BES fonunda birikimlerinde nasıl kullanılacağının bir göstergesi olduğunu unutmayalım.

Sistemden çıkmaya karar verilirse dikkat edilmesi gerekenler:

Zorunlu BES yasasına göre emeklilik şirketleri fonları özellikle ilk iki ay zarar etmeyeceği garanti yatırım araçlarına yönlendirmek durumundadır. Dolayısıyla sistemden ayrılma durumunda iadesi yapılan miktarın kesinti miktarından daha küçük olmaması gerekiyor.

Ancak Türkiye’deki emeklilik şirketlerinin fon yönetim giderleri için yaptığı kesintiler dünya ortalamasının oldukça çok üstündedir. Bu bakımdan zarar olmasa da karın fon işletim giderleri için yapacakları kesintileri de büyük olacaktır. Bu nedenle eğer sistemden çıkılacaksa acele davranmakta ve cayma hakki dilekçesinin erkenden işverene teslim edilmesinde yarar vardır.

BES’in riskleri nelerdir?

  • BES resmi kaynaklarca da itiraf edildiği üzere getirisi diğer yatırım araçlarına göre oldukça geride kalan bir sistemdir.
  • Her ne kadar getiri oranları yıldan yıla değişse de BES getirisinin görece dalgalı piyasaların olduğu Türkiye şartlarında altın veya dövize dayalı yatırımlara kıyasla daha düşük kaldığı önemli bir gerçektir.
  • 2008 Krizi gibi bir süreçte, emekli olsaydınız, emeklilik fonunuzun değer kaybı emeklilik gelirinizde ciddi bir düşüş meydana getirecekti. Yani BES gibi sistemlerde emeklilik geliri ciddi bir finansal risk taşımaktadır ve bu riskten yalnızca birey, yani katılımcı çalışan, sorumludur.
  • Değer kaybı konusunda emeklilik şirketinden herhangi bir talepte bulunulamaz.

EMEKLİLİK HAKKI BİREYSEL DEĞİL KAMUSAL BİR HAKTIR

İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET VE KAMUSAL EMEKLİLİK İSTİYORUZ

ZORUNLU BİREYSEL EMEKLİLİK KESİNTİSİNE HAYIR

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.