Türkiye’de dün akşam saatlerinde Ankara ve İstanbul’da ne olduğu saatlerce belli olmayan daha sonra “darbe” girişimi olarak açıklanan ve hala süren bir savaş ve kaos ortamı yaratıldı. Selalar, bombalar, helikopterlerle ateş açmalar, jetlerin uçuşları, darbe açıklamaları, kalkışma ve demokrasi için sokağa çağrılar iyice halkın kafasını karıştıracak türdendi. Bir korku filmi gibi yaşanmış darbelerden oldukça farklı, askeriye içerisinde belirli bir kesimin yönetime el koyduğunu açıklaması ve ardından yaşanan çatışma, bombalama ile adeta bir iç savaş senaryosu yürütüldü. İnsanlar camilerden okunan fetvalarla demokrasi için sokağa çağrıldı, sayısal diye ifade edilen kaç insanımızın öldüğünü henüz net olarak bilen yok. Hala bize bütün bu yaşanılanlardan sonra yapılan hiç bir sağlıklı açıklama ya da hesap vermek de yok.
Bilinmelidir ki biz emekçiler ” ne tek adam diktatörlüğü ve onun tek parti yönetimine ve başkanlık sistemine ve ne de darbe tercihine itilmeyeceğiz! ” Biri diğerinden daha iyi değildir. İşçi ve emekçilerin her eylemine saldıranlar, bize kölece çalışmayı dayatanlar bölgede ve ülkenin her yanında hergün yeni cenazeler yaratanlar mağdur edebiyatıyla demokrasi çağrısı yapamazlar; ne de darbe heveslileri. O nedenle gerçek bir demokrasinin ne darbeyle ne ona karşı gibi görünen şimdiki emek düşmanı hükümetle değil ancak işçi ve emekçilerin mücadelesiyle inşa edileceğini ve bugün geçmiştekinden daha çok örgütlenme ve mücadeleye ihtiyacımız olduğunu belirtiyoruz. Emek, barış ve demokrasi mücadelesini yükseltecek tek güç biziz bunu herkes bilsin.
Tüm Bel Sen Genel Merkezi
Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.
