YAĞIŞLARIN SEL GİBİ AFETLERE DÖNÜŞMESİ TAKDİR-İ İLAHİ DEĞİLDİR

22 Ağustos 2020 günü akşam saatlerinde Karadeniz bölgemizde yaşanan etkili olan sağanak yağışlar sel ve heyelana nedene olmuş, birçok bölgede ölümcül sonuçlar doğurarak şehirleri ve çevre yerleşim yerlerini yaşanmaz hale gelmiştir.

Yüzlerce evi, işyerini, ekili alanı, yolları, köprüleri tahrip eden, ilçelerle merkez bağlantısının kesen bu felakette ne yazık ki şimdiye kadar 7 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Onun üzerinde kişiye yönelik ise arama-kurtarma çalışmaları da devam etmektedir.

Yaşanan bu felaket nedeniyle hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına baş sağlığı; geride kalanlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Her sağanak yağmur sonrasında kentlerimizin sele teslim olması; “takdiri ilahi” değil, bu felaketlere önceden hiçbir önlem almayarak adeta davetiye çıkaran doğanın yasalarına kulak asmayan yerel ve merkezi yönetimlerin sorumsuzluğudur.

Küresel iklim krizinden dolayı yağışlar dönem dönem aşırı olabilir; bu doğal sayılabilir ancak doğal olmayan yaşanabilecek olumsuz sonuçları kontrol edebilecek kapasiteye sahipken bunu yapmayıp, yaşananları afete dönüştüren iktidarların politik tercihleridir.

Karadeniz’de yaşanan sağanak yağışların en son Giresun’daki gibi sel felaketlerine dönüşmesinin nedeni dere yataklarındaki yapılaşma, Karadeniz Sahil Yolu’nun oluşturduğu setin derelerin Karadeniz’e ulaşmasına engel olması ve HES’ler nedeniyle derelerin akış rejiminin bozulmasıdır. Bu üç temel sorun çözüme kavuşturulmadan, bölge halkının can ve mal güvenliğinin sağlanmasının mümkün olmadığını Giresun sel felaketi bir daha göstermiştir.

Bu nedenle su havzalarını, dere yataklarını plansız yerleşime açan, yerel yönetim hizmetlerini sadece üst geçit, köprü, park bahçe gibi görüntü odaklı makyaj çalışmalarından ibaret gören, kentin kan damarları olan alt yapı yatırımlarını gerektiği kadar önemsemeyen, seçim yatırımları ve rant paylaşımı için hiçbir planlamaya dayanmayan çarpık kentleşmeye izin veren yönetim anlayışı yaşanılan felaketin asıl sorumlusudur.

Biz, yerel yönetim hizmetlerinde çalışan emekçiler örgütü olarak yaşanan bu son felaketin gerek merkezi gerekse yerel yöneticilere bir ders olmasını bekliyor; felaketlerin kader olmasına son vermek için ülkemizde insana yabancı, rant odaklı bu yönetim anlayışının bir an önce değiştirilmesi ve son felaket nedeniyle halkımızın maruz kaldığı maddi ve manevi yaralarının bir an önce sarılabilmesi için yetkilileri göreve çağırıyoruz.

MERKEZ YÜRÜTME KURULU