TİS HAKKIMIZ ENGELLENEMEZ

Bugün (1 Ağustos 2017) 4. dönem toplu sözleşme görüşmelerinin başlaması nedeniyle illerden gelen üyelerimiz, sendika ve konfederasyonumuz MYK üyeleri Milli Kütüphane önünde buluşarak Çalışma Bakanlığı önüne yürüdü. Çalışma Bakanlığı önünde Eş Genel Başkanımız Mehmet Bozgeyik bir açıklama gerçekleştirdi. Emek ve meslek örgütlerinin temsilcileri ile CHP ve HDP milletvekilleri de basın açıklamasına katılarak birer açıklama gerçekleştirdiler. Konuşmalarda Çalışma Bakanlığı’nın ve AKP hükümetinin hukuk tanımayan tutumu ile sahte TİS masası teşhir edilerek birleşik mücadele vurgusu yapıldı.

Eş Genel Başkanımız Mehmet Bozgeyik’in basın açıklaması metni aşağıdadır.

2018-2019 yıllarını kapsayan 4. Dönem ‘Toplu Sözleşme’ görüşmeleri bugün başlıyor.

3 milyon kamu emekçisini,  2 milyon kamu emekçisi emeklisini, ailelerini de hesaba kattığımızda en az 15 milyonluk geniş bir kitleyi yakından ilgilendiren bu “toplu sözleşme’ görüşmelerine OHAL altında giriyoruz.

Bu nedenle başlayan değil başlamadan biten bir TİS’ten söz etmek daha doğrudur. Çünkü görüntüden oluşacak görüşmeler sonrası açıklanacak oranlar ve konular şimdiden belirlendiği gibi Hükümet TİS masasına OHAL darbesini vurarak sorunlu olan masayı tümden anlamsızlaştırmıştır.

Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki; TİS masası ne AKP’nin ne de devletin icazetiyle kuruldu.

Aksine TİS hakkımız yıllar boyunca her türlü baskı aracıyla engellendi. Uluslararası sözleşmelerle güvence altında olan TİS ve grev hakkımız sermaye lehine görmezden gelindi. Anayasada açık bir yasak olmamasına rağmen fiilen yasaklandı.

Yıllarca toplu görüşmelerle kamu emekçileri oyalandı, açlık ve sefalete mahkûm edildi.

Diğer konfederasyonlar orta oyunun figüranı olmaya devam ederken KESK, toplu görüşmelerin gerçek yüzünü ve anlamsızlığını sürekli teşhir etti, orta oyununa son verdi.

AKP bu kez de adını değiştirerek yeni bir oyun oynamaya başladı. 2012 yılında yandaş Konfederasyonla birlikte hazırladıkları yasal düzenlemeyle hükümete sıkıntı yaratmayan, sonunda yine kendi belirledikleri zam oranlarıyla sona eren, gerçek toplu sözleşme ile alakası olmayan bir garabet ortaya çıkardılar.

Bu yeni oyuna karşı Konfederasyonumuz ilk günden bu yana etkili bir muhalefet geliştirmiş, oyunlarını bir kez daha bozmuştur.

KESK olarak,  TİS görüşmelerine konfederasyonumuz adına katılacak temsilcilerimizin adını soyadını, iletişim bilgilerini 17 Temmuz 2017 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirdik.  29 Temmuz 2017 Cuma günü, mesai saatine yarım saat kalıncaya dek heyete ilişkin bize bir bildirim yapılmamıştır.

Konfederasyonumuzun 27 Temmuz 2017 tarihinde TİS taleplerini açıklaması ve ilk dört talebimizin OHAL’in kaldırılması, KHK’ların geri çekilmesi, ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine geri dönmesi, kayyumların geri çekilmesi olduğunun anlaşılması üzerine siyasi iktidar TİS sürecine hukuksuz bir müdahalede bulanarak darbe yapmıştır.

Önce yeni Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu ile kesinleşmiş randevumuz iptal edilmiş, ardından da skandal bir yazı ile tüm heyetimizin ihraç olduğuna dair bir yazı gönderilerek heyetimizin değiştirilmesi istenmiştir.

Aziz Nesin’lik bir durumla karşı karşıyayız. AKP, göreve devam eden Yürütme Kurulu üyemizi ve kamu emekçisi olmayan iki uzmanımızı dahi ihraç edilmiş olarak göstermiştir. Bu son örnek OHAL’de geldiğimiz aşamayı, keyfiyeti, hukuksuzluğu, devlet kurumlarının bir yerlerden gelen telefonlar üzerine girdikleri panik durumunu çarpıcı şekilde göstermiştir.

4688 sayılı yasanın anti demokratik çerçevesi dahi TİS görüşmelerine katılmamızı içermekteyken, AKP bir yazı ile KESK’i TİS masasından çıkarmak istemiştir. Dayandıkları ve güç aldıkları yer ise OHAL ve AKP sivil darbesidir.

KESK, hükümetin emrinde olan ya da hükümete bağlı bir Konfederasyon değildir. Bizi MEMUR SEN ile karıştırmasınlar. Heyetimizi yetkili organlarımız belirler ve bu organları dışında kimseden onay istemez, onay almaz. Bizler heyetimizin isimlerini bildirim amacıyla yazıyoruz, onaya sunmuyoruz.

OHAL’e sığınarak TİS’e kimlerin katılacaklarını, kimlerin katılamayacaklarını belirlemek istiyorlar. Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.

TİS hakkımızı elde etmek için en çok bedel ödeyen KESK’tir. MEMUR SEN daha ortada yok iken KESK TİS hakkımızın engellenmemesi için alanlarda, sokaklardaydı.

Bu skandala rağmen içeride oturan MEMUR SEN’in ödediği zerre kadar bir bedel yoktur. İhraç edilen üyelerine sahip çıkmayan, binasından bile içeri almayan, TİS’te kendi emeklilikleri için ayrıcalık isterken kamu emekçilerine enflasyon oranında zamları layık gören, Hükümete “hazretleri” diyen bir konfederasyondan başka da bir şey beklenemez.

Artık TİS’in tek gündemi, OHAL’in kaldırılması, KHK’ların geri çekilmesi ve ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesidir. İş güvencemize dokunulmamasıdır. Bunlar gerçekleşmeden ne TİS yapma ne de TİS görüşmelerinin kamu emekçileri lehine sonuçlanma olanağı yoktur. Yapılacak görüşmelerin AKP ve MEMUR SEN arasında önceden üzerinde anlaşma sağlanan satış sözleşmesinin ilan edilmesi dışında hiçbir karşılığı ve ciddiyeti yoktur.

TİS görüşmeleri derhal durdurulmalıdır. OHAL kaldırılmadan, KHK’lar geri çekilmeden ve ihraç edilen kamu emekçileri görevlerine iade edilmeden yapılacak TİS görüşmelerini tanımıyoruz, kabul etmiyoruz.

AKP Genel Başkanı-Cumhurbaşkanı tarafından OHAL’in işçilerin, emekçilerin hak alma mücadelesine set çekmek için sürdürüldüğünün tüm açıklığı ile itiraf edildiği koşullarda gerçek bir toplu sözleşmeden söz etmek mümkün değildir.

TİS masasının kurulabilmesi için asgari düzeyde de olsa bazı koşulların oluşması gerekir:

20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) derhal kaldırılmalıdır.

Anayasaya ve yasalara aykırı olan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) iptal edilmelidir.

OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan ihraç edilen tüm kamu görevlileri aynı kadro, unvan ve pozisyonlarında işlerine derhal iade edilmeli, işten el çektirildikleri süre içindeki maddi ve manevi tüm kayıpları telafi edilmelidir.

Darbe girişimi içerisinde yer aldığı iddiasıyla hakkında ceza soruşturması başlatılıp dava açılanlar dışındaki görevden uzaklaştırma uygulamalarına derhal son verilmelidir.

OHAL hukuksuzluğunda, aileleriyle birlikte milyonlarca vatandaşın ihraçların sonuçlarından etkilendiği, Konfederasyonumuzu ve yüz binlerce üyesinin iradesini temsil eden yürütme kurulu üyelerimizin dahi dışında tutulduğu göstermelik TİS sürecinin içinde yer almayacağız.

Buradan MEMUR SEN ve T. KAMU SEN Konfederasyonlarına da çağrıda bulunuyoruz; AKP’nin işlediği açık suça ortak olmayın. KESK’in hukuksuz bir şekilde TİS sürecinden çıkarılmasına karşı gelin birlikte hareket edelim. OHAL’in tüm emekçilere ve demokratik muhalefete karşı silah olarak kullanıldığı bu garabete artık bir son verilmesi için birlikte mücadele edelim.

Kamu emekçilerine TİS masası olmadan da enflasyon oranında zam verileceği açıktır. Göstermelik değil grevli ve gerçek TİS koşullarının olduğu bir masayı birlikte kuralım. Kamu emekçilerinin hak ve çıkarlarını koruyan, yeni haklar elde eden, taşeron ve güvencesiz çalışmaya son veren, insanca yaşayacak koşulları sağlayan TİS sözleşmeleri imzalayalım.

AKP faşizmini durduracak olan kamu emekçilerinin fiili ve meşru mücadelesidir. Geliştireceğimiz ve yükselteceğimiz de bu mücadeledir.

YAŞASIN KESK

YAŞASIN KAMU EMEKÇİLERİNİN ONURLU MÜCADELESİ

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.