Savaşı, Güvencesizliği ve Kadın Düşmanı Politikaları Reddediyoruz!

KESK’li kadınlar bugün “8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” eylem ve etkinlikleri kapsamında “Savaşı, Güvencesizliği Ve Kadın Düşmanı Politikaları Reddediyoruz!” şiarıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı önünde ve eş zamanlı olarak da il müdürlükleri önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Ankara’da yapılan basın açıklamasına Konfederasyonumuz ve Sendikalarımızın kadın üye ve yöneticileri katılırken, basın açıklamasını BES 2 No Şube Kadın Sekreteri Serpil Parmaksız  okudu.

Ayrıca Kadın Sekterimiz Gülistan Atasoy da kısa bir açıklama yaparak, yok edilmeye çalışılan iş güvencemize ve kadını yok sayan eril zihniyete karşı yaklaşan 8 Mart’ta kadınların mücadelesinin daha da önem kazandığını ifade etti. Atasoy, Kadın Bakanlığı’nın kurulmasının öncelikli talepleri olduğunu ve savaş politikalarıyla kadınlar üzerindeki emek sömürüsünün bir kat daha daha derinleştiğini dile getirdi.

Savaşı, Güvencesizliği ve Kadın Düşmanı Politikaları Reddediyoruz!

Ülkemizde son aylarda toplu katliamlarla belirginleşen fiili savaş durumu, yaşam hakkı ihlalleri, sağlık – eğitim hakkına erişim engelleri ve çıkarılan yasalar, torba yasalar ile genelleştirilen bütünsel bir güvencesizlik durumu mevcuttur. Yarattığı tahribat, gün geçtikçe artan savaş politikaları ve savaşı  fırsat bilerek yapılan yasal düzenlemeler; kadınlar başta olmak üzere tüm toplumu güvencesiz ve geleceksiz bırakmayı amaçlamaktadır.

Artık sistematikleşen kadın katliamlarının devam ettirileceğinin açık bir kanıtı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun ”kadına şiddet yoktur, algıda seçicilik vardır” söylemidir.  AKP’nin sokakta, işte, bütçede, yaşamın her alanında kadını yok sayan bakış açısı giderek derinleşmektedir. Hükümet, açıklanan 64. çalışma programı ile, kadına yönelik şiddeti görmeyen, cezalandırmayan, tecavüzcü ve katilleri ödüllendiren hukukuyla, kadın emekçileri esnek ve güvencesiz işlere mahkum eden istihdam politikalarıyla cinsiyetçi ve ayrımcı politikaları hayatımıza zorla yerleştirme gayreti içinde olduğunu ilan etmiştir.

 AKP, kadına yönelik şiddetin tırmanması, kadın katliamlarının çığırından çıkması ve yaygınlaşan çocuk yaşta evliliklere karşı yasal ve pratik düzenlemeler yapmak, var olan cinsiyetçi yasaları değiştirmek ve tahrik indirimi uygulamalarına son vermek yerine tüm bu şiddetin nedeni olan ve ayrımcılık, şiddet ve emeğin görünmez kılındığı bir aile formunu yeniden üretmeye çalışmaktadır. Dayatılan bu aile formu üzerinden tüm emekçileri güvencesizleştiren yasal düzenlemeler meşrulaştırılmak istenmektedir.

 Kadınların istihdama katılımının önünü açmak için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın altı boş ve kağıt üzerinde kalan projelerinden başka adımı yoktur. Kadınların çalışma hayatının her alanında uğradıkları ayrımcılık, düşük kadın istihdam oranları ve ücretleri konusunda artık somut adımlar atılmalıdır.

Çocuk, yaşlı ve engelli bakım sorumluğunu tek başına kadına yükleyen anlayıştan vazgeçilmeli,  tüm ebeveynlere nitelikli, ücretsiz, anadilinde ve 7/24 hizmet veren mahalle ve işyeri kreşleri imkânı sağlanmalıdır. Bunun için bütçeden kaynak ayrılmalıdır. Ancak AKP Hükümeti, 2016 bütçesi ile kadın istihdamını arttırmanın  en önemli koşulu olan  kreş konusunu  nasıl  çözeceğine dair  hiçbir somut  adımdan söz etmemektedir. Aksine iktidarı boyunca var olan kamu kreşlerini kapatan hükümet, kreş hizmetlerini sermayenin yeni kar alanlarına dönüştürmenin  planlarını yapmaktadır.

Bütçenin bir bütün olarak sermayeye ve savaşa kaynak aktarma mekanizmasına dönüştürülmesi nedeniyle en çok biz kadınların hakları yok sayılmaktadır. Genel bütçeden ayrılan pay  bakımından bakanlıklar arasında 8. sırada bulunan ASPB bütçesinin sadece %3,8’i Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’ne ayrılmıştır. Bu nedenle ASPB bütçesi kadınların şiddet, düşük ücretli ve güvencesiz çalışma, istihdama ve kamusal hizmetlere erişimde ayrımcılık vb. temel ihtiyaçlarına gerekli çözüm üretmekten uzak,  kadının toplumsal yaşamın her alanında güçlenmesini amaçlayan değil; aksine var olan eşitsizliği arttırmayı sağlamaya yönelik bir bütçedir.

AKP Hükümeti’ne, onun ayrımcı ve baskıcı politikaları derinleştiren uygulamalarına, eşitliği reddeden her türden iktidar mekanizmasına karşı KESK’li Kadınlar olarak buradan bir kez daha mücadelemizi her alanda büyüteceğimizi, saldırıya uğradığımız ve yok sayıldığımız her mekânı bir direniş mekânına dönüştüreceğimizi ilan ediyoruz!

Biz kadınlar için katliam, göç, yoksulluk  ve  sistematik şiddet anlamına gelen savaş politikalarınızı,

Adında ”kadın” bulunmayan bakanlığın kadınları yok sayarak kadınlar adına politika üretmesini,

Kadına  yönelik şiddeti meşrulaştıran kadın düşmanı politikalarınızı,

Sermayeye ve savaşa rant sağlayan  cinsiyetçi bütçenizi,

Kadınları esnek, kuralsız, güvencesiz ve kölece çalışma koşullarında sömürmeyi amaçlayan emek politikalarınızı REDDEDİYORUZ!

HAYATLARIMIZ VE İŞİMİZİ GÜVENCESİZLEŞTİRENLERE, KADINLARI YOK SAYANLARA KARŞI, KREŞ, GÜVENCELİ İŞ, BARIŞ İÇİNDE YAŞAMA ve ÇALIŞMA HAKKIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ!

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.