Salgına Karşı Kayyım Değil, Demokrasi, Birlik ve Dayanışma

Salgına Karşı Kayyım Değil,

Demokrasi, Birlik ve Dayanışma

Tüm ülke salgın gündemine odaklandığı bir süreçte bu sabah Batman ve Diyarbakır’ın Lice, Ergani, Silvan ve Eğil belediye eşbaşkanları görevden alınarak, yerlerine kayyım atandı, aralarında halkın oylarıyla seçilen belediye eşbaşkanlarının ve meclis üyelerinin de olduğu belediye yöneticileri gözaltına alındı.

Dünya genelinde insanlık küresel salgınla mücadele eder, bu kapsamda birçok ülkede iktidarlar halk sağlığını korumaya yönelik politikalara odaklanmışken ülkemizde ise siyasal iktidar, salgınla mücadelede en etkin kamu kurumları olması gereken belediyelere kayyım atayarak; salgınla mücadele yerine halkın demokratik iradesiyle mücadele ediyor.

İçinde bulunduğumuz salgın günlerinde toplu ulaşım araçları ve kamusal alanları hijyenik tutup, su gibi temel hizmetleri ücretsiz sunarak kıt kaynaklarla halka hizmet üretmeye çalışan belediyelerde halka karşı sorumlu olan seçilmiş yönetimlerin görevden alınıp yerlerine merkezden kayyım atanması; halkın demokratik tercihlerinin hiçe sayılması yanında, belediye kaynaklarının halk sağlığı öncelikli kullanılması politikalarının da cezalandırılması anlamına gelmektedir.

Salgın gibi tüm insanlığın yaşamını tehdit eden bir kriz ortamında ilk yapılması gereken katılımcı, şeffaf, demokratik bir yönetim anlayışıyla toplumsal birlik ve dayanışmanın güçlendirilmesiyken; bu sabah ki kayyım atamalarıyla bir kez daha görülmüştür ki hükümet yine kendi iktidarının bekası önceliğiyle hareket ederek içinde bulunduğumuz salgını bile kendisi için fırsata dönüştürmeye çalışmaktadır.

Sit alanlarının imara açılması ve konut kredilerinin düşürülmesi gibi ekonomi önlemleriyle salgın gibi tüm halkın geleceğini tehdit eden bir tehlike karşısında bile önceliği sermayeyi ve rant çevrelerini korumaya verdiğini gösteren Siyasal İktidar belediyelere kayyım atayarak siyasal anlamda da demokrasi düşmanlığı ve ayrıştırmacı siyasal önceliklerinden vazgeçmediğini bir kez daha göstermiştir.

Salgına karşı halka hizmet etmek için mücadele veren halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanması halk iradesinin gasp edilmesi yanında aynı zamanda halkçı ve toplumcu yerel yönetim uygulamalarının cezalandırılması anlamında gelmektedir. Demokrasi düşmanlığı anlamına da gelen bu türden otoriter tekçi rejim uygulamalar toplumsal ayrışmayı ve kutuplaşmayı körükleyeceğinden, özelikle içinde bulunduğumuz salgınla mücadele açısından kritik günlerde, bu ülkeye verilecek en büyük zarardır.

Yerel yönetim emekçileri olarak buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz:

Ülke genelinde toplumsal birlik ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde; halk iradesini gasp etmek anlamına gelen kayyım gibi halkı yönetimden yabancılaştıran tekçi, otoriter ve baskıcı uygulamalardan artık vazgeçin, halkın demokratik tercihlerine saygı duyun ve halkçı/toplumcu yerel yönetim uygulamalarına engel olmayıp ülke genelinde katılımcı, şeffaf, özgürlükçü ve demokratik bir anlayışıyla halka karşı değil halkla birlikte yönetimi hayata geçirin.

MERKEZ YÜRÜTME KURULU