ROBOSKİ’NİN HESABI VERİLMELİDİR

TÜM BEL-SEN Merkez Yönetim Kurulu’nun  
28.12.2012 tarihli basın açıklaması metnidir:
Roboski’de 17’si çocuk 34 insanın katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti ama hükümet ne bir özür diledi ne de faillerin bulunmasına ilişkin somut bir adım attı.
28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesinin Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) köylerinden, yaşları 12-41 arasında 34 köylü, yıllardır yaptıkları gibi kendileri için bir anlamı olmayan “sınır”dan ticaret yaptıktan hemen sonra Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş uçaklarından atılan bombalarla öldürüldü.
Yaşamını yitiren yurttaşlarımız bölgedeki ekonomik imkânsızlıklardan kaynaklı yıllardır aynı güzergâhta kaçak bir biçimde sınır ticareti yapmak zorunda kalan bölgedeki askerler tarafından da kim oldukları ve ne yaptıkları bilinen insanlardır.
TBMM araştırma komisyonunda izlenen görüntüler, yaralı kurtulanların ve ailelerin ifadelerinden de açık biçimde görüldüğü üzere bu insanlar olay gecesi sınıra sıfır noktada askerler tarafından durdurulmuş ve sonrasında her hangi bir ikaz yapılmadan üzerilerine bombalar yağdırılmıştır. Bu anlamda yaşanan bu elim olay; belli bir yerde kararı alınmış ve talimatı verilmiş yani engellenmemiş ve ya engellenmek istenmemiş; bu anlamda kesinlikle bir kaza değil, doğrudan doğruya sonucu tasarlanmış bir katliamdır.
Katliamın hemen ardından Roboski’de çocuklarını yitiren aileleri para vererek susturmaya çalışan AKP, Meclis araştırma komisyonundan hiçbir sonuç çıkmamasına yönelik üstün gayretleri sonrasında faillere ilişkin hiçbir soruşturma başlatmadığı gibi şimdi de Başbakan’ın “onların hepsi sivil miydi, değil miydi, soruşturmada göreceğiz”  şeklinde açıklamalarıyla neredeyse katliamı meşrulaştırmaya çalışmaktadır.
Bu topraklarda bin yıllardır barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşamış halkların arasına kin ve nefret tohumları ekmekten, ülkemizi kan ve gözyaşı deryasına mahkûm etmekten başka bir işe yaramayan bu söylemler AKP iktidarının son dönemki iç ve dış politikalarında açıkça görülen tekçi ve faşizan yönetim anlayışının bir tezahürüdür.
AKP iktidarının Roboski katliamı karşısındaki bu tutumu, Kürt sorunu da dahil olmak üzere halklarımızın yaşadığı hiçbir soruna somut bir çözüm üretmemek bir yana bu sorunları dile getiren her hangi bir muhalefet unsurunu karşı dozu her geçen gün daha da artan baskı ve şiddet saldırılarıyla susturmaya ve sindirmeye çalışan faşizan karakterin bir başka örneğidir.
Ülkemizde tarifi imkânsız acılar yaratan baskı ve şiddet politikalarının, ülkemizin hiçbir temel meselesine çözüm getiremediği yıllardır yaşanan acı pratiklerle defalarca kanıtlanmıştır. Buna rağmen çözümsüzlük politikalarında ısrar edilmesi AKP’nin ülkenin sorunlarını çözmeyi değil sadece kendi iktidarını sürdürmeyi düşündüğünü göstermektedir. Ama tarih tanıktır ki iktidarını sürdürmek adına halka baskı ve zor uygulayanlar er ya da geç yenilmeye mahkûmdur.
Bu anlamda AKP iktidarı aslında kendisine günü kurtarmaktan başka fayda sağlamayan, ülkeyi polis devletine dönüştürme amaçlı bütün baskı ve saldırılarından artık vazgeçmeli ve Roboski katliamı ile bu topraklarda yaşanan diğer bütün katliamlara ilişkin halka hesap vererek, özgürlüklerin daim olduğu emekten yana demokratik bir Türkiye için gereğini yapmalıdır.

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.