Kayyumların İş ve Yaşam Güvencemizi Gasp Etmesine İZİN VERMEYECEĞİZ

Kayyumların İş ve Yaşam Güvencemizi Gasp Etmesine

İZİN VERMEYECEĞİZ

Bilindiği üzere 19 Ağustos 2019 sabahı ülkemizde demokrasinin en temel değerlerinin ve işleyişinin ayaklar altına alındığı yeni bir anti demokratik süreç başlatılarak Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanları, hukuksuzca görevlerinden uzaklaştırıldı. Yüzlerce polis belediyelere kapılarını kırarak baskın yaptı. 31 Mart seçimlerinin ardından kaldırılan polis bariyerleri yeniden konuldu. Belediye başkanlarının yerlerine şehirlerin valileri kayyım olarak atandı. Birçok şehirde aynı saatlerde aralarında yine halkın oylarıyla seçilmiş belediye meclis üyeleriyle, bir çoğu Sendikamız üyesi belediye emekçilerinin de olduğu yüzlerce kişi evlerine baskın yapılarak gözaltına alındı.

Geçmiş kayyım döneminde yapılmış olduğu ortaya çıkan yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin soruşturulması yerine adeta bunlara yenileri eklensin anlamında gelen siyasi iktidarın halkın belediyelerine merkezden kayyum atamaları; halkın demokratik tercihlerinin ve iradesinin bir kez daha yok sayılması anlamında bir siyasi darbe olması yanında aynı zamanda belediyelerde çalışan emekçilerin iş ve yaşam güvencesinin de bir kez daha gasp edilmesini beraberinde getirmiştir.

Kayyum atanmalarının hemen ardından bu belediyelerdeki birçoğu Sendikamız üyesi belediye emekçisi hiçbir hukuki gerekçesi olmadan açığa alınmaya, sözleşmesi feshedilerek işten atılmaya hatta gözaltına alınmaya başlanmıştır. Bu kapsamda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde çalışan 30, Mardin Büyükşehir Belediyesinde çalışan 1, Van Büyükşehir Belediyesinde çalışan 7 Sendikamız üyesi hukuksuz bir şekilde açığa alınmış; yine Mardin Büyükşehir Belediyesinde 1, Van Büyükşehir Belediyesinde ise 5 sendikamız üyesi sözleşmeli statüde çalışan kamu emekçisinin yine hiçbir hukuki dayanağı olmadan sözleşmesi tek taraflı bir şekilde feshedilerek işten atılmıştır.

En son örneği Mardin Büyükşehir Belediyesinde çalışan kadın üyemiz Gülizar İPEK’in açığa alınması şeklinde yaşanılan emekçilerin iş ve yaşam güvencesini gasp etmeye yönelik bu hukuksuz uygulamalar göstermektedir ki kayyumlar sadece halkın demokratik iradesinin yok saymayı değil halkın belediyelerini halktan tamamen kopartmak için buralardaki emekçileri özel olarak hedef seçmiştir.

Ancak sanılmasın ki bu uygulamalar sadece bir bölgeye özgüdür.  Artık açık bir diktatörlüğe dönüşen bugünkü iktidar kendisine biat etmeyen tüm belediyelere el koymayı; herkesi işten atmayı; yetmezse örneğini birçok kez gördüğümüz gibi emir eri haline getirdiği yargıyı kullanarak asılsız iddialarla hukuksuz biçimde tutsak etmeyi kafasına koymuştur.

Siyasi iktidarın tüm dünyanın hayretle izlediği bu hukuksuz, anlamsız uygulamaları onun gücünden değil güçsüzlüğünden ve çaresizliğinden gelmektedir. Artık bu kadarı da olmaz dedirten bütün bu uygulamalar onun için günü kurtarmaktan başka bir işe yaramıyor.

Çünkü artık başta biz emekçiler olmak üzere toplumun büyük bir çoğunluğu için korku duvarı aşıldı. Sadece Mardin, Diyarbakır ve ya Van da değil ülkenin dört bir yanında emekçiler, ezilenler siyasi iktidarın bu anti demokratik ve hukuk dışı uygulamalarına teslim olmuyor; hak, hukuk, demokrasi ve özgülükleri için demokratik tepkisini ortaya koyuyor.

Biz yerel yönetim emekçileri de bir kez daha haykırıyoruz işten de atsanız, tutsak da etseniz size teslim olmayacağız. Kimseye kul, kimseye köle olmayı kabul etmeyeceğiz.

Başta ihraç edilen arkadaşlarımız işe iade edilmesi olmak üzere; haklarımız için, özgür, demokratik ve barış dolu aydınlık bir gelecek için, adalet için ülkenin dört bir yanındaki tüm üyelerimiz tek bir yumruk gibi bu zulmün karşısına dikilecek; omuz omuza verecek direnişi büyüteceğiz.

 

MERKEZ YÜRÜTME KURULU