Hala kulaklarımızda çınlayan bir nida: Sesimi duyan var mı?

Bundan tam 17 yıl önce bugün, 17 Ağustos 1999’da Türkiye en karanlık günlerinden birini yaşadı. Saat 03:02’de merkez üssü Gölcük olan deprem 45 saniye içerisinde binlerce can aldı, faciadan sağ kurtulanlara ise ömür boyu unutamayacakları bir acı bıraktı…

Binlerce kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açan 17 Ağustos Gölcük depremi ile birlikte o gün yaşanan birçok ihmal de deprem sonrası açığa çıktı. İletişim altyapısı göçtü, kimse kimseyi ne arayabildi, ne sorabildi. Çok övünülen iletişim şebekeleri, alternatifleri olmadığı için uzun süre sustu. Binalar çöktü, işbilmez, gözünü para bürümüş ellerde deniz kumundan yapılan mukavemetsiz binalar bir bir yıkıldı. Nice canlar vardı, kimisi enkaz altında hayatını kaybetti, kimisi enkaz altından kurtularak hayata tutundu, o günün yaşattığı büyük acıyı yüreklerine hapsederek hayatlarına devam etti. İnsanlara mezar olan binaları yapanların bazılarının davası zaman aşımına uğradı, bazıları tazminatla yırttı, bazısı da kısa ve indirimli ceza süresini doldurup cezaevinden çıktı.

Halk köhnemiş, su alan çadırları ve çürümüş teçhizatıyla yardıma muhtaçtı. Saatler, her birine umut bağlandı. Geçen her saatle umut arasında şiddetli bir mücadele yaşandı. Enkaz altından sağ salim çıkan her can
umutları yeşertti. “sesimi duyan var mı?” nidaları, her yerde yankılandı. Kulaklar beton ve moloz yığınlarına dayandı. O anlarda etraftaki tüm insanlar, makinalar, mahlukat ve tabiat sustu.

Toplanan yardım paraları akıbetleri, ne kadarının alaşağı edildiği ve ne kadarının hizmet için harcandığı hiçbir zaman bilinemedi. Gözyaşları, sel olup aktı. Zaman, acıları unutturmak için çabaladı, bizlere unutturmadı.

Örgütlü, örgütsüz binlerce kişi deprem bölgelerine yardıma koştu. Zonguldak maden işçileri küreklerini kapıp geldi. 51 ayrı ülkeden 1700 gönüllü arama-kurtarma çalışmalarına katıldı.

“Deprem öldürmez, binalar öldürür” denilirken önemli bir soruna işaret ediyordu. Plansız kentleşme, riskli yapılaşma, yaptırımsız denetim ve eğitimsiz kitleler…

2 bin 200 dava açıldı, sadece 40 kişi suçlu bulundu, kalan davalar da 16 Şubat 2007 yılında zaman aşımından düştü.

Yalova’da ceza aldığı bilinen tek isim Veli Göçer oldu. İnşa ettiği konutların yıkılması sonucu 195 kişinin ölümünden sorumlu tutularak 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan müteahhit  Göçer depremin 12’nci yıl dönümüne kısa süre kala 13 Ağustos 2011’de tahliye oldu.

17 Ağustos Depremini Unutmadık Unutturmayacağız! Acısı hala yüreklerimizde…

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.