GEZİ DİRENİŞİ BİTMEDİ, SÜRÜYOR VE SÜRECEK…

31 Mayıs 2013’te İstanbul’da Taksim Gezi parkında ağaçların kesilip parkın ranta ve gerçi ideolojik yapılanmaya açılmasına karşı itiraz şeklinde başlayıp, ülkenin bütün kentlerindeki milyonlarca yurttaşın siyasi iktidarın tüm topluma dayattığı tek tipleşme, sömürü ve baskı politikalarına karşı meydanlara çıkmasıyla toplumsal bir başkaldırıya dönüşen Gezi Direnişinin 4. Yılında Gezi ruhu ilk günkü coşkusuyla yaşamaya devam ediyor.

Gezi bu ülkenin imdat çığlığı, direnme refleksi, derin bir nefes alışıdır. Haksızlığa, adaletsizliğe, keyfiliğe, dayatmaya, baskıya karşı direnmenin adı, bir parktan tüm ülkeye ve dünyaya yankılanan kente, doğaya, yaşama sahip çıkanların hep bir ağızdan, bir arada söyledikleri şarkıdır.

16 Nisan Anayasa Referandumunda “HAYIR” iradesinde birleşenlerin bir kez daha gösterdiği gibi Gezi Ruhu siyasi iktidarın her türlü baskısı ve saldırısına, yandaş medyanın her türlü yalanlarına rağmen ezilenlerin direnç kaynağı olarak yaşamaya devam ediyor.

Gezi Direnişinde yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Haşan Ferit Gedik, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan ve Berkin Elvan nasıl ki, her daim bizlerden ayrıldıkları yaşta kalacak ve nasıl ki onları hep o gülen yüzleri ve kararlı direnişleri ile hatırlayacaksak; işte Gezi de bu gençler gibi yaşlanmayacaktır.

Her türden şiddet aygıtına, hukukun ayaklar altına alınmasına, inkar ve imha politikalarına rağmen paraya, pula, iktidar hırsına, her türden erke, yağmaya, talana, hırsızlığa, adaletsizliğe isyan edenlerin ve her daim barış isteyenlerin aklında ve en coşkulu, en kararlı insanların ruhunda Gezi’nin bu yaşlanmayan direngen yüzleri yaşamaya devam ediyor.

İşi ve geleceği için direnen bütün emekçilerin direnişinde olduğu gibi emekten yana, yoksuldan yana, doğadan yana, ezilmişten yana, ötekileştirilenden yana, kadından yana, Barış’tan yana her direnişin içinde, direnen herkesin sesinde Gezi bir kez daha başlıyor ve yaşamaya devam ediyor.

Siyasi iktidarın ayrımcı söylem ve uygulamalarıyla toplumu kutuplaştırma girişimlerine; savaş ve şiddet politikalarıyla çatışma ve katliamlara göz yumarak yaşamlarımızı, yaşam alanlarımızı tehdit etmesine rağmen Türkü-Kürdü, Alevisi-Sünnisi, Ermenisi-Ezidisi, kadını erkeği, yaşlısı genci bu her renkten, her inançtan milyonlarca insan aydınlık bir gelecek için bir arada durmaya ve Gezi ruhunu yaşatmaya devam ediyor.

Etnik kimliği, dili, inancı, kültürü, cinsiyeti, yaşı ve ya siyasal tercihleri farklı da olsa bütün bu farklılıkları ayrılık değil zenginlik olarak gören; her türlü baskı ve saldırıya rağmen emekten ve barıştan yana, demokratik, özgürlükçü bir ülkede onurlu bir yaşam ve insanca bir gelecek inancından vazgeçmeyen milyonlar olarak hep birlikte yarattığımız ve yaşattığımız Gezi ruhundan vazgeçmiyoruz.

OHAL adı altında yerleştirilen bu karanlığa, haksızlığa, talana, şiddete, cezasızlığa Gezi’den aldığımız güç ve kazanımlar ışığında “HAYIR” diyor, emeğin, demokrasinin, barışın ve özgülüklerin ülkesini kurana kadar Gezi’nin kararlığı ile mücadeleye devam ediyoruz.

MERKEZ YÜRÜTME KURULU

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.