DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK SALDIRILAR SÜRÜYOR

AKP sadece dışarıya değil içeriye yönelik de bir harekât yürütüyor. Görevi ve ahlaki sorumluluğu gereği savaş karşıtı, barış talebi içeren açıklaması nedeniyle TTB Merkez Konseyi üyelerine yönelik başlatılan gözaltı operasyonu sonrası şimdi de TTB ile yapılan dayanışma etkinlikleri nedeniyle gözaltı operasyonları yapılmaktadır.

Bu kapsamda ve genel olarak barış içerikli sosyal medya paylaşımları nedeniyle bağlı sendikamız TARIM ORKAM-SEN Genel Başkanı Hamit KURT’un da aralarında bulunduğu çok sayıda insanımız bu sabah gözaltına alınmıştır. Gözaltılar devam etmektedir.

“Hukukun üstünlüğü” sıralamasında 113 ülke arasında ülkemizi 101. sıraya getirenlere düşünce ve ifade özgürlüğünü hatırlatmamızın bir etkisinin olmayacağını biliyoruz. Ancak temel hak ve özgürlüklerin bu kadar pervasız biçimde ayaklar altına alınmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Düşünce ve ifade özgürlüğü dönemsel politikalar uğruna ezip geçilecek, yok sayılacak haklardan olmayıp yüzlerce yıllık mücadeleler ve ödenen bedellerle güvence altına alınmışlardır. İktidar, hukuku hiçe sayarak suç işlemekten vazgeçmelidir.

Daha dün (01.02.2018) Anayasa Mahkemesinin 2014/5584 nolu bireysel başvuruya ilişkin önemli bir kararı Resmi Gazetede yayınlandı. Sosyal medya paylaşımı nedeniyle yerel mahkemenin verdiği cezayı bozan Anayasa Mahkemesi kararında; “… Anayasa’nın 26. Maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden olduğunu, toplumun ilerlemesi ve her bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan birini oluşturduğunu” bir kez daha ifade etmiştir. AYM, AİHM’in ilgili kararlarına da atıfta bulunmuş, ifade özgürlüğünün anayasa güvencesi altında olduğunun altını çizmiştir.

Ancak AYM kararlarına, iç hukukta da bağlayıcı nitelikte olan uluslararası sözleşmelere rağmen iktidarın hiç kimsenin temel hak ve özgürlükler yönünden bir güvencesinin kalmadığına dair her gün yeni uygulamalarına şahit olmaktayız.

İktidar, ya hala ortada bir yargı, bir anayasa “varmış” görüntüsü vermekten vazgeçip fiili parti devleti olma durumunu resmi olarak da ilan etmeli ya da anayasaya, yargı kararlarına, uluslararası sözleşmelere uygun davranmalıdır.

Emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, demokrasi güçleri ve aktivistleri devletin ya da AKP’nin kurumları, üyeleri değildir. Kurumlar ya da bireyler hükümetin politikalarını onaylamak zorunda değildir. Savaş koşullarında dahi resmi politikalar eleştirilebilir, farklı düşünceler ifade edilebilir.

Barış talebine yönelik başlatılan sürek avı niteliğindeki gözaltı ve tutuklamaları kınıyoruz. Sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınan TARIM ORKAM-SEN Genel Başkanı Hamit Kurt ve bir gün öncesinde gözaltına alınan TÜM BEL-SEN uzmanı çalışanımız başta olmak üzere gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılmalıdır.

KESK YÜRÜTME KURULU

 

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.