DİYARBAKIR’DA GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ BASIN AÇIKLAMAMIZ: HALKIN SEÇİLMİŞ İRADESİNE EL KONULAMAZ!

Diyarbakır’da Tüm Bel-Sen olarak, Genel Merkez ve Bölge Şube Başkanlarımızın katılımıyla basın toplantısı ve açıklama gerçekleştirdik

 

Basın Metni Aşağıdadır:

HALKIN SEÇİLMİŞ İRADESİNE EL KONULAMAZ

AKP hükumetinin askeri darbe girişimi bahanesiyle ülkeyi kendi tekçi iktidarına dönüştürme girişimleri kapsamında aylardır dillendirilen belediyelerin halkın seçtiği temsilcilerden alınıp kayyımlara devredilmesi işlemi geçtiğimiz günlerde 28 belediyede gerçekleştirildi. FETÖ’yü temizleyeceğiz söylemi ile kamuoyunda meşruiyet yaratılmaya çalışılan belediyelerin 24’ü oradaki halkın yüzde 80’lerin üzerinde oy verdiği bölge belediyeleri olması siyasi iktidarın darbe karşıtı mitinglerdeki demokrasi nutuklarının ne kadar sahte olduğunu gözler önüne sermiştir.

Darbe girişimi sonrası sokağa çağırdığı kitlelere halk iradesi söylevleri çekerken demokrasi fatihi kesilen AKP’nin bir gecede belediyeleri halkın seçtiği temsilcilerden alıp merkezden atadığı kayyımlara devretmesi onun, aslında ne halk iradesi ne özgür seçim ne de demokrasi tanımadığını göstermektedir.

Söz konusu bu düzenleme açıkça göstermektedir ki siyasi iktidar seçimlerle ele geçiremediği halk iradesini sivil darbe ile gasp etmeyi; halkın kendisini yönetme birimleri olması gereken belediyeleri halktan kopararak tek parti kurumsallaşmasına dönüştürülen devletin birer dairesi haline dönüştürmek istemektedir.

Darbe girişimini sivil görünümlü faşizan bir iktidar yaratmak için fırsata dönüştüren AKP, haftalardır sürdürdüğü cadı avına şimdi de kendisine diz çökmeyen belediyeleri koyması tesadüf değildir. Çünkü belediyeler halkın kendi seçtiği temsilcilere daha yakın olabilmesi ve yönetim organlarına katılabilme, ona dahil olabilme kapasitesi bakımından katılımcı demokrasinin ilk ve en önemli ayağıdır. Bu itibarla yerel yönetimler toplumda demokrasi kültürünün kurumsallaştırılması ve yaygınlaştırılmasının aracı olarak hem dün hem de bugün demokrasinin beşiği olarak kabul edilmişlerdir.

Demokrasi için böylesi tarihsel ve güncel rolü olan yerel yönetimlerde halkın demokratik iradesinin hiçe sayılıp merkezden atanan kayyımların yetkili kılınması sadece o belediyelere değil halkın özgür iradesinin gasp edilmesi yani demokrasinin kendisine bir darbedir.

Maniplatif ve demagojik söylemlerle öncelikle bölge belediyeleri üzerinden başlatılan yerel yönetimlerin halkın iradesinden koparılması girişimi kentsel dönüşüm ve kamulaştırma uygulamalarında olduğu gibi sadece bölge ile sınırlı kalmayacaktır. Siyasal iktidara biat etmeyen ülke genelindeki bütün yerel yönetimlere yaygınlaştırılacaktır. Bu itibarla söz konusu bu girişim sadece bir bölgeye ve ya bir partiye değil ülke genelinde tekçi faşizan iktidara teslim olmayan bütün halka ve biz emekçilere yönelik kapsamlı bir saldırıdır.

Bugüne kadar müfettişler, soruşturmalar hatta tutuklamalarla teslim alınamayan belediyelerin halkın seçtiği yöneticilerden koparılmasına yönelik bu anti demokratik ve hukuk dışı düzenlemede kayyımlara tanınan sınırsız yetkilere bakıldığında emekçilerin sendikal hak ve özgülükleri ile çalışma ve yaşama güvencesinin de ciddi boyutta tehdit edildiği görülmektedir.

Merkezden atanan kayyımlara gerekli gördüğü halde çalışanları açığa alma, soruşturma ve ceza verme yetkisi tanınması ve aynı zamanda açığa alınanların haklarını yargı yoluyla aramasının önünü kesmek için açığa alınanların ancak onları açığa alan kişi tarafında yeniden iş başına alınabileceği düzenlenmesi kayyımlara hak ve özgülüklerini savunan emekçileri hukuksuz bir şekilde işten atma yetkisi vermektir.

 

Anlaşılan o ki AKP iktidarı, Sendikamızın yüzde doksanların üzerinde örgütlü olduğu belediyelerde başlatılan bu anti demokratik ve hukuk dışı müdahaleyle bir taşla iki kuş vurmayı amaçlamaktadır. Bir yandan demokrasinin en temel birimleri olması gereken belediyeleri halktan koparıp tekçi anlayışla devletleştirirken diğer yandan da belediye emekçilerini hakkını arayamayan, emeğinin karşılığını dahi sorgulayamayan adeta birer emir erine, ücretli köleye dönüştürmektir.

Halkın iradesini yok sayma; ülkemizin çoğulcu yapısının ve toplumsal demokrasinin köklerinin dinamitlenme; yurttaşların mülkiyet hakkı dahil olmak üzere tarihsel, kültürel ve ekolojik varlıklarının talanı ve biz yerel yönetim emekçilerinin hak ve özgülüklerini gasp ederek, çalışma ve yaşama koşullarımızı çok daha kötüleştirmeyi amaçlayan böylesi bir dönüşümü kabul etmiyoruz.

Demokrasinin beşiği olarak kabul etiğimiz belediyelerin halkın kendi kendini yönettiği özgür ve demokratik kurumsallaşmalar olması için bütün belediyelerde parçası olduğumuz halkla birlikte belediyelerimize sahip çıkacağımızı ve buralarda halkın ve emekçilerin iradesini esas alacağımızı belirtiyoruz.

14393345_10153999313216909_1550505979_o14407856_10153999313411909_578955932_o14423675_10153999313166909_1360819876_o14446411_10153999313171909_1945759254_o

 

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.