22.KURULUŞ YILIMIZDA İLK GÜNKÜ İNANÇ VE KARARLILIKLA YÜRÜYORUZ

Demokrasinin beşiği olarak sayılan yerel yönetimlerde çalışan emekçilerin gerçek örgütü TÜM BEL SEN sendikal haklar ve demokrasi mücadelesinde 22 yılını geride bıraktı
20 Aralık 1990 tarihinde 6 bin civarında kamu çalışanı eşliğinde 1618 kurucu üyenin dosyalarının İstanbul Valiliğine teslim edilmesiyle tüzel kişiliğine kavuşan sendikamız büyük bir özveri ve yoğun emekle yoğrularak bu gün 23. yılına ulaştı.
Geride bıraktığımız her biri azim ve kararlılık örnekleriyle dolu bu yıllara baktığımızda bu günlere öyle kolay gelinmediğini görüyoruz.  Siyasi iktidarların bütün anti demokratik engellemelerine, baskı ve şiddet politikalarına karşı sürdürdüğümüz dişe diş direnişe 22 yıllık tarihimiz tanıktır.
Bu mücadelede binlerce arkadaşımız baskı ve engellemelerle karşılaştı. Birçoğumuza adli ve idari cezalar verildi. Bazılarımız gözaltına alındık, tutuklandık. Kimi zaman sürgünlerle, kimi zaman gözaltı ve tutuklamalarla, kimi zaman da coplarla sindirilmeye, susmaya zorlandık. Ancak baskılar, bizleri sindirmek bir yana kararlılığımızı ve direncimizi daha da artırdı.
Şemsettin KAYMAK, İkram MİHYAZ, Cemal ÇAM, Elmas YALÇIN gibi birçok yiğit mücadele arkadaşımızı bu uğurda yitirdik. Sendikamızın bu güne gelişinde emeği geçen, yitirdiğimiz mücadele arkadaşlarımızı minnetle ve saygıyla anıyor, her türlü engel ve zorluğa rağmen yılmadan ve yorulmadan mücadeleyi yürüten üye ve yöneticilerimizi yürekten kutluyoruz.
Bütün bu baskı ve zor uygulamaları karşısında yılmadan mücadele eden Sendikamız, Türkiye Sendikal hareketi tarihinde kamu emekçileri adına ilk defa toplu sözleşme hakkını kullanan sendika olarak emek mücadelesi için mihenk taşı niteliğindeki gelişmelere imza attı. İlk olarak 1993 yılında imzaladığımız toplu sözleşmeye her geçen gün bir yenisini ekleyen Sendikamız, bugün 500 civarında belediyede uygulanan toplu sözleşmeleriyle yirmi bini aşkın üyesine ekstra ekonomik, sosyal ve demokratik haklar sağladı.
TÜM BEL SEN, fiili ve meşru mücadelesiyle kazandığı bu hakkı, AİHM Büyük Dairesi’nin Avrupa Konseyi üye devletlerde de geçerli olan içtihat niteliğindeki kararı başta olmak üzere kazandığı birçok dava ile kamu emekçilerinin grevli ve toplu sözleşmeli sendika hakkını hukuksal olarak da teyit ettirmiş oldu.
Kamu emekçilerinin bu örgütlü mücadelesi karşısında köşeye sıkışan AKP iktidarı Anayasa’da ve yasalarda göstermelik bazı değişikliklerle bizleri bir kez daha kendi koyduğu sınırlara hapsetmeye çalıştı ama “Haklar Yasalardan Önce Gelir” şiarıyla mücadele eden TÜM BEL SEN’in örgütlenmesini ve yeni toplu sözleşmeler imzalamasını engelleyemedi.
Emekçilerin bin bir bedel pahasına yıllardır kesintisiz bir şekilde sürdürdüğü bu destansı mücadelesine rağmen sermayenin ve onun işbirlikçisi siyasi iktidarların emek, demokrasi, barış ve özgürlük düşmanı saldırıları maalesef ki bugün de halen devam ediyor.
Emek, demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesi veren bütün toplumsal güçlere olduğu gibi Sendikalarımız da sürekli saldırılara maruz kalıyor. Bu kapsamda şafak vakitleri Sendika binalarımız basılıyor, çocuklarına onurlu bir gelecek bırakabilmek için mücadele eden aralarında Sendikamız Genel Sekreteri İzzettin ALPEGİN’in de olduğu Sendikamız ve KESK’e bağlı diğer Sendikaların üye ve yöneticileri hiçbir hukuki izahı olmadan gözaltına alınıyor, asılsız iddialarla tutuklanarak cezaevine konuluyor.
Ama sanılmamalıdır ki baskılar bizi yıldırabilir.
Bedel ödeyerek yarattığımız 22 yıllık onurlu tarihimizin tanık olduğu gibi yapılan saldırılar bizi yıldırmak bir yana yürüdüğümüz yola olan inancımızı pekiştirmektedir.
Kökleri bu toprakların yüzyıllar öncesine dayanan direniş geleneğinde yatan ve her türlü baskı ve zulme karşı yıllardır kesintisiz bir şekilde sürdürdüğümüz mücadelemiz, bu ve benzeri saldırlar karşısında değil bir adım dahi geri adım atmak; geçmiştekinden çok daha kararlı bir şekilde devam ediyor.
Emek, demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesinde bugün geldiğimiz noktaya, her türlü baskı ve zor uygulamalarına karşı yılmayan ve direnen üyelerimizin emeği, alın teri ve ödediği bedeller pahasına geldiğimizi biliyoruz. Bu yüzden bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da üyelerimizin yanında olmaya ve onlar için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Devletin tüm kurum ve kuruluşlarını denetimi altına alarak tek parti diktatörlüğü altında ülkeyi faşizan bir yönetim anlayışına doğru sürükleyen AKP iktidarının her geçen gün bir yenisini eklediği emek, demokrasi, barış ve özgürlük düşmanı saldırıları karşısında tarihimizin bize öğrettiği susmak ve ya sinmek değil
BİR KEZ DAHA BAŞKALDIRIDIR.
Çünkü, soran, sorgulayan, eleştiren ve ya alternatif üreten herkesin asılsız iddialarla gözaltına alınıp, aylarca hatta yılarca cezaevlerinde tutsak eden; bir gecede çıkarılan kararnamelerle veya yasa değişiklikleriyle fiili ve meşru mücadelemizle kazandıklarımız başta olmak üzere bütün hak ve özgürlüklerimizi gasp etmek isteyen;  grevli toplu sözleşme hakkımızı engelleyerek bizleri güvencesiz çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine mahkûm etmek isteyenlere karşı
TEK YOL MÜCADELEMİZİ YÜKSELTMEKTİR.
Büyük özveri ve yoğun emekle yoğurduğumuz bu mücadelede kazanan biz olacağız. Çünkü özgürce, eşitçe, kardeşçe ve barış içinde yaşayacağımız yarınları yaratacak olanlar bizleriz.
Birliğimiz ve mücadele kararlılığımız engelleri aşacak en büyük gücümüzdür.
Gelecek güzel günleri, 22 yıllık onurlu tarihimizin mirasıyla birliğimiz, dayanışmamız ve mücadelemizle yaratacağız.
ZAFER DİRENEN EMEKÇİNİN OLACAK!

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.